Plastik Sektörü

Polimer (plastik ve kauçuk), 20. Yüzyılın ikinci yarısında 21. Yüzyılın ilk yarısına dek demir ve çeliğin 19. Yüzyılda dünya ekonomisi için oynadığı temel rolü üstlenmiştir. Bu rol hem üretim için ara malı olma hem de tüketim malları için vazgeçilmez bir girdi olma özelliğine dayanır. Plastiğin hem dayanıklı oluşu hem de mikro ölçekte dahi kolayca şekillendirilebilişi vazgeçilmez bir girdi ve nihai ürün olmasını sağlamıştır. Kentleşme ve orta sınıf tüketim kalıplarında görülen benzeşme plastiğe olan talebi her geçen yıl artırmaktadır. Öyle ki kişi başına düşen plastiğe olan talebin kişi başına düşen GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) rakamının büyüme hızından çok daha hızlı artması normal kabul edilmektedir. Rakamlar da bu kabulü destekler niteliktedir; 1950 yılından günümüze dünya plastik sektörünün yıllık ortalama büyüme hızı % 9 olmuştur. Dahası son otuz yılda sektör küresel ölçekte genel olarak % 500 büyümüştür.

Türk Plastik Sektörünün Ekonomik Boyutu

Kullanım alanı hızla artan polimerler (plastik ve kauçuk) üstün özellikleri nedeniyle 21. yüzyılın vazgeçilmezleri arasında yer almıştır. Türkiye’de son 10 yıl içinde plastik sektörü ortalama % 10 oranında büyüyerek sektör 2016 yılında yaklaşık olarak 9 milyon ton plastik işleme kapasitesine ulaşan sektör Bu büyüme oranı dünya ölçeğinde ise % 6 civarındadır. Dolayısıyla Türk plastik sektöründeki büyüme rakamları dünya ortalamasının üzerindedir. Sektör Avrupa’nın 2. büyüğü haline gelmiştir. Türk plastik sektörü dünya ölçeğinde ise 6. Sıradadır. Bu rakamlar plastik sektörünün çok dinamik bir sektör olduğunu göstermektedir. Yaklaşık 14.000 firmanın faaliyet gösterdiği sektörden 175 ülkeye yaklaşık 12 milyar dolarlık ihracat yapılmaktadır.  Yaklaşık 2 milyar dolar ihracat fazlası vermektedir. Türkiye’de bu durum sadece plastik sektörü gerçekleşmektedir. Yılda 37 milyar dolar ile GSMH da % 4 lük payı olan plastik sektörü 250.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda büyüme devam ettiği sürece ki bu ülke ortalamasının üzerindedir istihdamın 400.000 rakamına ulaşacağı düşünülmektedir.

Türkiye’de plastik kullanımı % 40 ile ambalaj sektörü birinci, % 22 ile inşaat sektörü ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye’de kişi başı plastik tüketimi 75 kg ile dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen gelişmiş ülkelerin altında seyretmektedir. Bu durum Türkiye’nin potansiyelinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Plastik sektörü tüm dünyada hızlı bir şekilde büyümektedir. 1950 de Dünya’da plastik malzeme tüketimi 1.5 milyon ton olarak gerçekleşmişken bu rakam Avrupa’da 60 milyon ton civarındadır. Dünya genelinde 350 milyon ton plastik kullanılmaktadır. Türkye’de 2017 de 9 milyon tonu geçeceği tahmin edilmektedir. 2040 yılında Dünya’da 800 milyon ton plastik ve kauçuk kullanılacağı tahmin edilmektedir.

Plastik; otomotiv, inşaat, beyaz eşya ve tekstil gibi ana sektörlerin lokomotividir. Plastik sektörü yıllık ortalama 12 milyar dolar ihracata imza atmaktadır. Ülkemizin 2023 hedefleri arasında bugün 1.5 dolar/kg olan ihracat rakamını 3 dolar/kg çıkarmak yer almaktadır. Oysaki Türkiye plastik sektörü ihracat rakamı bugün itibarıyla 3 dolar/kg olarak gerçekleşmektedir. Bugün itibarıyla ülkemizin 2023 hedefi plastik sektörü olarak yakalanmış durumdadır. Bu gösterge plastik sektörünün Ülke ekonomisine olan katkısını ortaya koymaktadır.  Plastik sektörünün işleme kapasitesi bugün itibarıyla Avrupa’da ikinci sıradadır. Sektörün gelecek ana hedefi Avrupa’da birinci olmaktır. Cumhuriyetimizin 100.yılında plastik sektörünün ana ihracat hedefi 18 milyar dolar olarak hedeflenmiştir. Bu yönüyle bakıldığında sektör mevcut kapasitesini yaklaşık olarak gelecek 6 yıl içinde % 50 büyümek zorundadır. Bu veriler lisans seviyesinde polimer mühendisliğine olan ihtiyacı ortaya koymaktadır.

Çin ve Hindistan kadar Afrika ülkelerinin de bu yeni yüzyılda kentleşme ve orta sınıflaşma trendini güçlendirerek sürdüreceğini göz önünde bulunduran sektör temsilcileri plastik ve kauçuk sanayinin genel imalat sanayinden daha hızlı büyüyeceğini tahmin etmektedirler. Bu büyümede Hindistan ve Çin’in ortalama kişi başına düşen plastik malzeme talebinin dünya ortalamalarına yakınsama hızı büyüme eğrisinin şeklini belirleyecektir. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da kişi başına yıllık plastik talebi 100 kg düzeyindedir. Asya ve Afrika ülkelerinde halen 20 kg olan bu rakamın hızla Batı ülkelerini yakalayacağı tahmin edilmektedir. Tüm Dünya genelinde plastik ve kauçuk sanayi üretiminin 1 trilyon doları bulduğu düşünülmektedir.

Dünya plastik mamulleri üretiminin miktar olarak, 1976 yılı ile 2002 yılları arasında yıllık bileşik büyüme oranı % 5,48 düzeyindedir. Dünya plastik sektöründe büyüme 2009 yılında yaşanan derin ekonomik krize karşın kesintisiz devam etmiştir. 2002 ile 2014 yılları arasında son 12 yıllık dönemde yıllık birleşik büyüme oranı % 3,75 olmuş, plastik mamul üretimi 200 milyon tondan 311 milyon ton düzeyine çıkmıştır. 2014 yılında toplam dünya üretimi 2013 yılına göre % 4,01 artarak 311 milyon düzeyine erişmiştir. Aynı yıl AB üretimi ise önceki yıla göre % 1,72 düzeyinde büyüyerek 59 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Dünya plastik mamul üretimi 2014’te olduğu gibi 2015’te de artış göstermiş, talebin ise 2018’e kadar artış göstermesi ve 2012-2017 yılları arasında yıllık % 3,7 düzeyinde artacağı tahmin edilmektedir. Bu rakamlar plastik sektörünün gelecekte daha iyi yerlerde olacağını göstermektedir. Yukarıda verilen rakamlar Türk plastik sektörünün aslında öncü bir sektör olduğunu göstermektedir. 175 ülkeye ihracat yapılmaktadır.

Yeni Gelişmeler

Sektörde standart termoplastik kullanımının % 4, PET % 10, polipropilen % 6, PVC % 1.5, mühendislik plastikleri kullanımının % 6.5, PC % 9.5, PMMA % 3, anti mikrobik ürünlerin kullanımının artacağı tahmin edilmektedir. Metaller ile yer değiştirebilecek plastik türleri gelişecektir. 2017 yılında plastik kullanımı dünya çapında 380 milyon ton olması bekleniyor.2040 yılında 800 milyon ton plastik ve kauçuk kullanılacağı tahmin edilmektedir. Bu rakamlar sektörde aynı zamanda insan kaynağının da artacağını göstermektedir.

Yerli Otomotiv

Yerli otomotivde katma değer plastik sektörü ile artacaktır. Otomotivde kullanılan plastik malzeme miktarının yüzde 28,3 oranında arttığı, gelecekte bu rakamın daha da artacağı düşünülmektedir. Otomotiv üretiminde yerli katma değerin artırılmasında araçlardan birinin de plastik malzeme olduğunu ve desteklenmesi gerekir. Bunun için hem araç hem de bu araçlara yönelik plastik parçaların yerli olarak üretimini sağlayacak yeni yatırımlara ihtiyaç vardır. Aldığı her bir desteği yüksek katma değere çeviren bir yapıda olan sektörün daha fazla ilgiliyi hak ettiği bir gerçektir.

Gelecek 10 yıl içinde, otomotiv sektörünün kullandığı plastik malzeme miktarının yüzde 20 oranında artacağı düşünülmektedir. Taşıt araçlarının toplam ağırlığında yüzde 1 oranında artış olmasına rağmen, kullanılan plastik malzeme miktarının yüzde 28, kauçuk miktarının ise yüzde 33 oranında arttığı otomotivde plastik ve türevleri malzemelerin kullanımının hızla artmaktadır. Bu taşıt araçlarındaki verimlilik, çevreye duyarlılık, yakıt tüketiminin azaltılmasına yönelik teknolojik gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Taşıt araçları sektöründe 2005 yılında 212 bin ton plastik tüketilirken, miktarın 2012 yılında 272 bin ton, 2016 yılında 300 bin tona yükselmiştir.

2017 yılında 2012 yılına kıyasla toplam malzeme tüketimi içinde çeliğin payı yüzde 3, çelik dışı metallerin payı yüzde 1, tüm metallerin payı ise yüzde 4 oranında azalacağı düşünülmektedir. Oysa plastik sektöründe  2017 yılında 2012’ye kıyasla otomotivde kullanılan plastik malzemenin payı yüzde 2, kauçuğun payı yüzde 1 oranında, toplam malzeme tüketimi içinde plastik ve kau çuğun payı yüzde 3,4 oranında artacaktır. 2012 yılında 272 bin ton olan otomotiv plastikleri miktarının 2017 yılında yüzde 20 artarak 350 bin tona çıkacağı tahmin edilmektedir. Kauçukta ise artış, yüzde 27 olacaktır. Otomotiv plastikleri üretiminin, otomotiv sektörünün büyümesi ile doğrudan ilişkisi olduğunu ancak bunun da ötesinde sektörün yeni ürün ve malzemeleri üretmek ve talep artışını karşılamak için yeni yatırımlara ihtiyacı çok fazladır.

Otomotiv sektörü ülkemizin en fazla ihracat yapan sektörlerinden biridir. Çoğu zaman da birincisidir. Plastik sektörü de ürün bazında dış ticaret fazlası veriyor. Ancak, taşıt araçları pazarında ithal araçların payı çok büyük ve yerli üretim ihracata dayalı olarak büyümektedir.

Ülkemizde mevcut ihracat rakamlarının daha da artması için plastik esaslı yeni ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş yapmamız şarttır. Bunların başında da otomotiv sektörünün talep ettiği plastik malzemeler gelmektedir. Türkiye’de bu alanlarda üretimi artırmak, otomotiv sektöründe yerli katma değeri daha yüksek üretim imkanı sağlamak için potansiyel bulunmaktadır

Plastik ve Otomotiv

Taşıt araçlarında plastiklerin en fazla döşeme ve yolcu bölümleri başta olmak üzere ışıklandırma ve tampon sistemlerinde, yakıt depo ve temin sistemlerinde, kanal ve çamurluklarda, dış karoser panellerinde, yeni teknoloji ürünlerle motor kısımlarında kaput altı diğer parçalarda kullanılmaktadır. Yeni geliştirilen teknolojilerle cam elyaflı plastiklerin hava manifoldları için kullanılmaya başladığı, gürültü, ağırlık ve verimde büyük değişim olduğu, ön taraf modüllerinde plastik-metal kombinasyonlarının yaygınlaştığı, bunun da gelecekte plastiğin ağırlığının daha da fazla artacağının görüldüğü bir gerçektir.  

Otomotiv ürünlerinde plastik kullanımının yeni ve ileri malzemelerle birlikte teknolojik olarak tercih edilmeye başlandığı bir gerçektir. Buna neden olarak plastiklerin;

Daha hafif, daha güçlü

Güvenilir olması ve güvenlik sağlaması, plastik parçalar, güvenlik ile hafiflik arasındaki dengenin muhafaza edilmesini sağlamaktadır. Plastikler olmaksızın, bugünün otomobillerin en azından 200 kilo daha ağır olacağı ve bunun sonucunda yakıt tüketiminin artacağı bilinmektedir.

Araçta yüksek performans sağlaması ve araç üretim ve kullanım maliyetini azaltması,

Çok yönlü ve esnek kullanımı sayesinde teknolojik yenilik ile tasarım özgürlüğüne imkan tanıması,

Daha yüksek konfor taleplerine uyumlu olması,

Otomotiv sektörünün gelişmiş, estetik, güvenlik, konfor, yakıt verimi gibi mühendislik taleplerini kolayca karşılaması,

Elektronik performansa maliyeti azaltacak şekilde uyum sağlayabilmesi,

Geri dönüşümü kolay bir malzeme olması ve çevreye olumlu etkileri nedeniyle bu alandaki plastik kullanımının hızla artacak olması verilebilir.

Buradan hareketle ülkemizde üretilecek yerli otomobilinde en fazla destek verecek sektör plastik sektörüdür. Sektörün kabiliyeti çok fazladır. Yeni teknolojileri takıp eden katma değeri yüksek ürünler bu sektörde üretilmesi mümkündür.

Ülkemizin elektronik ve beyaz eşyada dünyada çok kuvvetli olmasının nedeni plastik sektörüdür. Bu sektör otomotivde de aynı başarıyı yakalaması an meselesidir. Kısaca sürdürülebilir rekabet için plastik gereklidir. Bütün sektörler plastiğe olan talep artıyor. Geleceğin malzemesidir.

İnovasyon ve Plastik

Türk plastik sektörü inavasyona çok uygun bir sektördür. Günümüzde her kesin yaygın olarak kullandığı bir çok ürün (cep telefonu, tablet PC…) plastikten yapılmaktadır. Genel olarak inovatif ürünler ortalama kg fiyatı 2000 dolar civarında alıcı bulmaktadır. Bu rakam uzay ve uydu araçlarında 100.000 dolar seviyelerini bulmaktadır.

Çevre ve Sağlık Algısı

Doğrusu plastikler çok göz önündedir. Alternatif ürünlere göre kullanımları çok fazladır. Cam, ahşap metal ürünlere göre daha fazla kullanılıyor. Aslında işin çevre tarafı belediyelerin yani yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Ancak ambalaj atıkları yönetmeliğine göre plastiklerin kaynağımda ayrıştırılması ve toplanması belediyelerin alanına girmektedir. Bu yapılamadığı için bilinçsizce plastiklerin etrafa atılması plastikleri zan altına bırakmaktadır. Plastiklerle ilgili sorunda aslında buradan başlıyor. İlgili kamu ve özel kurumların ve insanların yapamadığı veya yapmadığı görev sektöre ve plastiklere fatura edilmektedir. Bu konuda çok ciddi bilinçlendirme eğitimleri yapılması şarttır. Bu nedenle plastiklerin bilinçle kaynağında ayrıştırılması ve tekrar ekonomiye kazandırılması gerekir. Plastik hammadde girdilerin ithalata bağımlı olduğu ülkemizde bu çok önem arz etmektedir. Örneğin Almanya plastik işleme kapasitesi olarak 15 milyon ton ile Avrupa’da ilk sıradadır. Ancak kaynağında ayrıştırma yaptığı için plastikte bu olumsuz algı Almanya’da söz konusu değildir. Kısaca plastiğin çöpü bile ciddi ekonomik değerdir. Ayrıca plastikle ilgili algıda alternatif sektörlerin maniplasyonu da söz konusudur.

Prof. Dr. Hamit ERDEMİ

Polimer Malzeme Mühendisliği Bölüm Başkanı